6 Kasım 2013 Çarşamba

Damla Saralı / Japon Sanatı Ukiyo-e


Ukiyo-E Japon Sanatı İzlenimleri
 Gerçektende Japon resminde insan, doğanın odağı olmaktan çıkar, iş bununla da kalmaz, üç boyutluluk kavramı da bir kenara itilir. Resmin her şeyden önce, çevre çizgisi demek olduğu, boyut kavramının yadsındığı Japon sanatına dönülür. Japonların kullandığı araçlar da Batılılardan farklıdır, ipek ya da rulo kâğıt üzerine çalışırlar, suda eritilmiş ve yapışkanla karıştırılarak elde edilen boyaları kullanırlar. Düz renkleri yan yana koyarak özgün çizgilerle biçimler yansıtılır. Yeşil-kırmızı zıtlığı kadar belirgin Siyah-beyaz zıtlığını kullanmaktan kaçınmazlar. Kullanılmayan ise gölge ve derinliklerdir. Japonların üçüncü boyutu kullanmamış olmaları onların bunu bilmemelerinden kaynaklanmıyor kuşkusuz. Bizim minyatürlerde olduğu gibi üçüncü boyutu koymayı, düz kâğıt üzerinde bir sahneyi, derinliği varmışçasına göstermeyi, akılcı bir davranışa ve sanatçının doğaya saygısına aykırı gördüklerinden, bu yolu bilerek seçmişlerdir.

Origami
     Nasıl ju-do (denge yolu), ike-bana (yasatilan çiçek), ya da karate, taşımasu, iki sözcüğün birleşmesinden oluşuyorsa, origami de Oru (katlamak) ve Kami (kağıt) sözcüklerinin birleşiminden meydana gelmektedir.. İlginçtir, bi çok saygı duyduğum japon işi gibi bu da Çin kökenlidir. Aslında kağıt katlama sanatının, kağıt yapma sanatının çıktığı yerden çıkması çok normal tabi... I. veya II. yy zamanında Çin'de çıkmış origaminin, Japonya'daki ilk örnekleri, Japonların kültürel ve artistik olarak, kelimenin tam anlamıyla coştuğu Heian dönemine (794-1185) rastlamaktadır.
    Beyaz kağıt, gizli ve kutsal öğeleri saklamak amacıyla kullanılırmış o dönemde. Sonra dinsel bir öğe olmaktan çıkmış ve yaratılan yeni modellerle çeşitlilik kazanarak biraz daha halk eğlencesi haline gelmiş. Zamanla da Kabuki (geleneksel Japon tiyatrosu) ve ukiyo-e gibi geleneksel sanatların yanında yerini almış. Şimdi ise halen tapınaklarda rastlanmakla beraber, evlilik törenlerinde kağıt kelebekler damat ve gelini temsil eder ve 1000 tane turna kuşu yapanın da dileğinin gerçekleşeceğine, uzun ve iyi bir yaşam sürecegine inanılırmış mesela. 19.yy.'ın ortalarına doğru 70'e yakın farklı origami tasarımı yaratılmış durumdayken japonya'nın modernleşmesi ile beraber, tören ve festivaller için yapılması hariç, origamiye olan ilgi azalmıştır. Ancak origami tarihinde dönüm noktası olan hüzünlü bir olay var ki, hemen kısaca ona değinmeliyim;
Hiroşima'da, atom bombasının patlaması sonucunda radyasyon etkileriyle Lösemi hastası olan 11 yaşındaki Sasaki Sadako isimli bir çocuk varmış. İyileşmek için inanışa uygun olarak 1000 tane turna kuşu yapmaya karar vermiş. Fakat küçük vucudunu yiyip bitiren hastlalık ancak 644 tanesini bitirebilmesine izin vermiş. Arkadaşları da onun yerine sayıyı tamamlamış ve cenaze töreninde mezarını turna kuşlarıyla kaplamışlar. Bu olay o günün Hiroshima'da Dünya çocuk barış günü olarak kutlanmasına ve onuruna Sadako 'nun Seatle'da bir heykelinin yapılmasına vesile olmuş. Bu sebeptendir ki, her sene Ağustos ayının 6'sında kutlanan barış gününde, dünya çapında birçok çocuk tarafından yapılan turna kuşları Hiroshima'ya gönderilir.

wu-red-dragon    gergedan
     Red Dragon, Joseph Wu                                Gergedan, David Bill


alien  arasaurolopus_baby  beetle  eagle_koh  sorceror  mantis
                                                      Çağdaş Origami Modelleri

origamicobrakj9  origami_swans

Çay Töreni



                                      Sadō'nun kurucularından Sen no Rikyu (1522-1591)
"Sadō" (Çay Yolu) veya "Çanoyu" (Çayın sıcak suyu) adı verilen çay töreni 15. yüzyıla kadar geriye gider. Törenin esası, ev sahibinin konuklarına çay hazırlaması gibi gündelik bir ihtiyaca dayanır. Çay ikramı zaman içinde törensel bir nitelik kazanmıştır. Ev sahibi ve konuklar bu törenin ayrıntılı kurallarına büyük bir ciddiyetle uyarlar. Bu kurallar töreni olabildiğince sadeleştirir. Çay töreni başlı başına kurallar bütününden ibaret değildir. Bunun için bahçe düzenlemesinden çay odasının döşenmesine kadar birçok ön hazırlığın özenle önceden yapılmış olması gerekir. Çay törenine hazırlanmak, mimariden seramiğe, bahçecilikten tarihe, dinden güzel yazma sanatına kadar birçok alanda asgari bilgileri öğrenmek anlamına gelmektedir. Bu hazırlıklar çay töreninin mükemmelliği için şarttır. Bahçenin güzellikleri arasından çay odasına geçen konuklar, gördükleri güzellikler ve yaşadıkları sükunetle çay törenine hazırlanmaktadırlar. Çay töreninde ağırlıklı olarak Zen Budizm'in etkisi görülür. Tören ilk bakışta can sıkıcı bir oyun, gereksiz kurallar bütünü gibi gelebilir. Ancak amaç çay yapıp içmekten çok, doğaya karışmak, onun içinde kaybolmak, bu yolla ruhu aydınlatmaktır. Doğallığın yanı sıra sükunet, sadelik estetik ve zarafetle örülü bir arınma sürecidir çay töreni. Hareketler son derece yavaştır, bu nedenle çay yapımı için gerekli eylemlerde olabildiğince tasarruflu olup, yapılması gereken hareketleri çok incelikle hesaplayıp, bunu zarafetle gerçekleştirmek gerekmektedir. Sonuçta ortaya çıkan uyum, ölçülülük ve güzellik izleyenlerin ruhunda ve zihinlerde kalıcı izler bırakacaktır.

Shodoo
    Shodoo birebir çevirisiyle, geleneksel anlamda hat sanatına son derece benzeyen bir sanat. Elbette Çin karakterleri ile birlikte binlerce yıllık süreçte Çin'den ithal edilen bu sanat, bugün son derece popüler. Bunun bir nedeni de okullarda ders olarak gösteriliyor olması. Hat sanatı gibi kaligraqfide de sabır, içe dönük düşünce ve murakabe ön plana çıkarılıyor. Bir harfin kaligrafi değerini kazanabilmesi için belki de binlerce kez yazılması gerekiyor.


KADOO

Japonlar seremonilerinde hep dingin bir ruha sahip olup doğayla bir yaşamaya çalışırlar. Kadō (Halk diliyle İkebana da denir) da dünyaca ünlü Japon çiçek süsleme sanatıdır.


Kabuki

Kabuki, bir Japon halk tiyatrosu türüdür. 17. yüzyılın başlarında doğmuştur. Bu oyunun ilk temellerini aralarına güldürücü skeçler eklenen dans ve pandomim temsilleri oluşturuyordu.
Kabuki oyunlarını ilk kez sahneye koyan kişi antik Japon şintoist tapınağında dansçılık yapan Okuni'dir. İlk önceleri tapınakta doğan ve doğal olarak dinî unsurlar içeren Kabuki oyunları, zamanla din etkisinden kurtuldu ve tahrik edici dansların, hareketlerin, konuşmaların sergilendiği oyunlar hâline geldi. Bu nedenle Japonya'da 1629 yılıa gelindiğinde kadınların sahneye çıkması yasaklanmıştır. Kadınlara getirilen sahne yasağı nedeniyle kadın rollerinde, kılık değiştirerek sahneye çıkan erkekler kullanılmışsa da erotik sahnelerde iki erkeğin birbirine yakınlaşması ahlâk dışı sayıldığı için oyunlar 1652 yılında yasaklanmıştır.
Kabuki, dinî nitelikten uzaklaştıkça sahne diyaloglarına ve aksiyona önem verilmiş, işin içine drama da katılarak içerik bir diğer Japon halk tiyatrosu türü olan Noh'a oldukça benzetilmiştir. Fakat Kabuki geliştikçe, sahne ve perde yapısında değişiklikler oluşmuş, teknik bakımdan Noh ile oyunlarından kendini sıyırmıştır.


375px-Miyagawa_Issho_hand_scroll
     
       Erkeğe sergilenen oyunlardan biri

       










                  Bir Kabuki Performansı
Haiku
Haiku (Türkçesi eğlenceli mısra) bugün tüm dünyada meşhur olan geleneksel bir Japon şiir türüdür. Dünyanın en kısa şiir türü sayılır.
En önemli Haiku şairleri arasında Matsuo Basho (1644-1694), Yosa Buson (1716-1783), Kobayassi Issa (1763-1827) ve Masaoka Shiki (1867-1902) gösterilebilir. Bashō öğrencileriyle Haikai şiirini yenilemiş ve ona ciddi bir edebiyat saygınlığı kazandırmıştır. Shiki modern Haiku'nun kurucusu sayılır. Aynı zamanda Haiku kavramının (Haikai veya Hokku karşısında) yerleşmesini sağlayan da o olmuştur.
Japon Haiku'ları çoğunlukla 5-7-5 ölçülü üçlü kelime öbeklerinden oluşup kelimeler sütun halinde yan yana sıralanır. Haiku'nun vazgeçilmez bir unsuru da somutluğu ve hali hazıra olan bağlantısıdır. Bilhassa geleneksel Haikular Kigo ile mevsimlere imada bulunurlar. Temel özellikleri olarak okuyanın kendi tecrübesiyle tamamladığı bitmemiş, açık metin karakteri de gösterilebilir. Metinde her şey söylenmezken duygular nadiren isimlendirilir ve bunların şiirde yer alan somut şeyler ve bağlamdan çıkarılmaları lazım gelir.

Modern Haiku ekolleri tüm dünyada sadece geleneksel şekilleri değil, aynı zamanda bazı metin biçimlendirme kurallarını da sorgulayıp yeni yollar bulmaya çalışıyorlar.

Haiku, şiir


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder