Fatımi Sanatı
Fatımiler
Türk devleti İhşidleri ortadan kaldırarak kendilerine Mısır’da
bir devlet kurmuşlardır. Kahire kentini merkez edinmişler ve
etrafını surlarla çevirmişlerdir. Yapılarında kesme taş
kullanan Fatımi-ler Dönemi mimarisinin en önemli özelliği cephe
düzenlemesidir.
Fatımiler
camilerde plan olarak Abbasilerin çok sütunlu camilerini örnek
almışlar; sivri kemerler, istiridye nişli motifler ve mukarnaslar
ile camilerin cephelerini hareketlendirmişlerdir.
Mukarnas
Yan
yana ve üst üste yerleşen prizmatik ögelerin dışa doğru derece
derece taşarak genellikle simetrik bir düzen içinde dizildiği, üç
boyutlu, geçiş desteği işlevi gören bir tür mimari bezeme
ögesidir.
El
Ezher Camisi (970-972)
Tolunoğlu
Ahmet Ca-misi’nin planı örnek alınarak Kahire’de
yapılmıştır.Transept planlı yapıda, güney duvarına uzanan
paralel sahınlar ortadan dikey bir sahınla kesilmiş ve iki ucuna
birer kubbe yerleştirilmiştir. Camide paye yerine antik
harabelerden toplanan sütunlar kullanılmıştır.
Memlük Sanatı
Memlükler
(1250-1517) Mısır’da birçok kültürel etkinlikte bulundular.
Burada Türk kültür ve sanatının yerleşmesinde önemli rol
oynadılar. Batı Türkistan’dan kubbeli türbeyi getirdiler. Bu
türbe ile Eyyubilerin getirdiği medrese planlarını birleştirerek
cami planlarında uyguladılar. Böylece yapıları hem cami hem de
medrese şeklinde genişlettiler.
Memluk
mimarisinde genellikle taş malzeme kullanılmıştır. Aralarında
zaman farkı bulunmasına rağmen Memluk ve Fatımi yapılarının
cephe ve malzemesinde ortak özellikler görülmektedir. Mukarnas,
alçı, mozaik, taş süslemeler yaygındır.
Memluk
mimarisinin en önemli özelliklerinden birisi de yapıların büyük
boyutlarda ve külliye olarak ele alınmalarıdır.
Külliye;
bir caminin etrafında inşa edilmiş medrese, türbe, imaret, sebil,
kütüphane gibi çeşitli yapıların tümüne birden verilen addır.
Cami, dört eyvanlı avlu-suyla Büyük Selçuklu yapılarına benzer. Mihrap önü kubbesi ve eyvan, mihrap duvarına paralel olarak bölünmüş sahınları kesmektedir.Şam Emeviye Camisi’nin özelliklerini hatırlatan bu yapının, Anadolu Türk mimarisinde de benzerleri vardır.
Sultan
Hasan Medrese Camisi (1356-1362)
Kahire’de
yapılan bu yapı, dört eyvanlıdır. Ana eyvanı mescit olarak
kullanılmıştır. Bu eyvana Sultan Hasan’ın türbesi
eklenmiştir. Yapının önünden geçen yola uyumlu olması için
portalin bulunduğu cephe eğimli yapılmıştır.
Renkli
mermerle kaplı avlunun ortasında bir şadırvan vardır.
Cami,
taş ve ahşap süsleme sanatının örnekleriyle görülmeye
değerdir.
Plan
ve portali Büyük Selçuklu etkisindedir. Portalin yanında bulunan
çifte minareler Erzurum ve Sivas’ta yer alan çifte minareli
Anadolu Selçuklu medreselerine benzerliği
ile dikkati çeker.
Kayıtbay
Camisi ve Türbesi (1464)
Cephesi
iki çeşit renkli taştan yapılan cami Kahirede’dir. Pencereleri
ve minaresi yapıya ayrı bir güzellik vermektedir.
Caminin
arkasında bulunan türbe bu dönem yapılarının üslubundadır.
Kalavun
Külliyesi (1284-1285)
Türbe,
medrese, cami ve şifahaneden oluşan Kahire’deki külliye yüksek
duvarlarla çevrilmiştir. Roman ve Gotik yapıların cephelerini
andıran cephesinde at nalı ve basık sivri kemer biçiminde, çifte
kemerli pencereleri vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder